Elazığ Merkez’de, 24 Ocak 2020 tarihinde meydana gelen depremden sonra, zaten oturulmayan ve yıkılma tehlikesi taşıyan kerpiç evler tehlike saçıyor.
Başta Ulukent Mahallesi olmak üzere bir çok mahalle sokaklarında sokakta bulunan depremde hasar görmüş evler tehlike saçıyor.
Havaların ısınmasıyla hareketliliğinin arttığı mahalle ve sokaklarda, faciaya davetiye çıkaran yapılar, bölge halkının da tepkisini çekerek; Oluşabilecek bir kendiliğinden yıkılma durumunda, meydana gelebilecek can ve mal kayıplarında kimin sorumlu olacağını bizlere soruyorlar? yetkililerin bu tür yıkık tehlike saçan evleri bir an önce şehrimizin hem görselliği hem tehlike arz ettiği için çok çirkin görüntüler oluşturan manzaralardan kurtarması adına, bir an önce sorunu çözmesi gerekiyor. aksi takdirde tehlike ve görüntü kirliliği oluşturduğu gibi çocuklarımızın ve gençlerimizin bu tür yerlerde alkol ve uyuşturucu kullanmak için mesken ediniyorlar bu tür yanlışlara davetiye çıkartmamak adına mutlak surette bu tür evlerin yıkılıp temizlenmesi gerekiyor…
Şehir merkezine uzak mahalleler diye tabir ettiğimiz yerleşim yerlerinde yaşanan bu tür sıkıntılar tehlike saçmakla birlikte özellikle madde bağımlılarının mesken yerleri olmaklada bir nevi batak ve virane görevi üstlenmektedirler.
Şehir merkezinde ise boşaltılmasına rağmen yıkılmış yada yıkılmayı bekleyen yüzlerce binanın varlığı Şehrimize harab olmuş bir görüntü sunarken dışarıdan gelen yerli turist ve misafirler depremin üzerinden neredeyse 2,5 yıl geçmesine rağmen bu görüntülerle karşılaşınca, özellikle şehir merkezi dediğimiz yerler için TOKİ’ nin yaptığı yerlermi sadece yıkılmıştı, kaderine terkedilen yerler bu kadar mı çözümsüzlüğe itilir demekten kendilerini alamıyorlar.
Yaşanabilecek olumsuz tehlikeler karşısında vatandaşa sunulan şartların ağırlığı, müteahhit firmaların inşaat maliyetlerinden dolayı yeni bina yapmaya yanaşmaması, vatandaşın artan maliyetler karşısında faiz yükünün altına girme korkusu almış başını gidiyor. Bunların yanında hergün yaşanan günlük zamlar ile birlikte yüzyılın en yüksek enflasyonunu yaşamamız milletin sırtında ayrı bir yük oluştururken, milletin devletinden beklediği çözüm yoluda maalesef tozlu raflara atılmaktadır.
Bu konuda görüşlerini açıklayan hak sahibi vatandaşlar, yıkılan ya da hasarlı diyerek boşaltılan evlerini oluşan şartlardan dolayı yıktırıp yeniden yaptıramadıklarını, buna benzer kentsel dönüşüm alanı olarak kabul görmeyen yüzlerce binanın olduğunu söylerken, oluşan görüntü kirliliğinin yanında, madde bağımlısı insanların bu tarz yerleri seçip mesken haline getirmelerinden de mahalle sakinleri olarak endişe duyma başladıklarını anlattılar.
Onuncu köy Gazetesi olarak diyoruz ki; Gördüğünüz herşey güllük gülistanlık değil, madalyonun diğer yüzünde kötü bir durum yaşanmadan YETKİLİLER GÖREVE…
