Bu yılda Elazığspor’a ağır bir fatura çıkacağından korkuyordum ve korktuğum da başıma adım adım geliyor…
Elazığspor’a bu yönetimin çıkaracağı fatura kabarıklaşacağından ve yarınlarını da çalacağından korkuyorum…
Sadece futbolla değil, kulübü “ standartlarının” dışına çekme eğilimine sokulacağından korkuyorum..
Bugünkü yönetim anlayışı nasılsa paramız yok anlayışı ile her yaptığı yanlışını bir başka yanlışla kapatmaya çalışması, futbol kötü gitse bile birkaç ufak tefek sözde başarıyla bizleri avutmaları hazırdır nasılsa..
Elazığspor da yıllardır fazlasıyla “ keyfileşmiş” bir yönetim anlayışı var..
Kulübe hizmet bir yana kulüp yönetiminde olanların amacı, gruplara ayrılarak ve kendi adamları olanlarla Elazığspor’u istedikleri gibi kullanmak anlayışı içinde hareketle, yönetim içi gizli bir hesaplaşma kavgası olacak..
Spor kelimesinin açılımını bilmeyen, topun ağırlığını ve çapını bilmeyen, antrenmanın, taktiğin, tekniğin, yetenek kriterlerini, takım sevk ve idaresini, spor psikolojisini, vs. bilmeyen ve bu konuda bilgiçlik taslayan yönetim anlayışıyla bırakın bir kulübü bir takımı bile idare edemeyenlerin elinde kalmış..
Bugün Elazığspor da yönetime girenin amacı kulübe hizmet değil? kulübü araç olarak görüp bundan her konuda nemalanmaktır.. Yoksa bu işi bilmeyen ve mesleği spor ve futbol olmayan insanların ısrarla yönetimde kalma istekleri ve çabaları boşuna değil?
Gruplaşmalar da beni bu konuda haklı çıkarıyor.. İnsan anlamadığı bir konuda bir bilene sorar, fakat bunlar bunu bile yapmaktan aciz bir anlayışla küçük olsun benim olsun zihniyetindedirler..
Elazığsporu ve Elazığsporun değerini hiç kimse bizim gibi bilmez ve anlamaz, sonradan has bel kader kendini Elazığspor yönetiminde ve bir görev icabı kulüpte gören insanların anlayışı, kraldan çok kralcı olma tavırları içinde kulübü küçültmeye ve kulübü hak etmediği kadar erozyona uğratmaları bunun kanıtıdır.
Bu kulübe yıllarca emek ve hizmet vermişler kimin umurunda, çünkü dünü bilmeyenler bugünü göremezler, yarını bile hayal edemezler.. Yönetime girmek ve basında demeç vermekle her şey halledilir sanılıyor.. Geçmişine sahip çıkmayan bir
kulüp yönetimi bugünün değerini de bilmez ve anlayamazlar..
Olmuyor.. olmuyor ne yapsanız da olmuyor.. Çünkü bir kulüpte her şey yönetimle başlar ve yönetimle biter.. Bunu anlayan ve bilen kaç kişi var yönetimde.. Olsa ve anlasalar mutlaka kendilerini ve kulübü yıllardır bu girdaptan kurtarırlardı, ama onlar bu işi bilen değil? emir erleri arıyorlar..
Sözde teknik direktör diye görevlendirdiğiniz hocaya karışmak, kadrosuna müdahale etmek , futbolculara taktik vermek, hoca yerine taktiksel konularda demeç vermeyi büyük bir marifetmiş gibi görüp, basınımızın da buna çanak tutması sonucu bir yıl daha heba oldu gitti.. Gitti gitmesine de kim hesabını verecek, elbette ki yönetim verecek. Başta anlattığım gibi bir kulüpte her şey yönetimle başlar ve yönetimle biter..
Şampiyonluk diye düne kadar nutuk atan kim? Yönetim, iş zora girdiğinde şampiyonluk gittiğinde ise play-of diyen kim yine yönetim. Peki bunlar gittikten sonra ha küme düşen takım ha Elazığspor un ne farkı kaldı.. Bu kadar transferi ve hocaları
takıma alan kim? Yönetim.. O zaman yönetimde bunu beceremedim ve komple istifasını başkana verecekler mi? Tahmin etmiyorum.. Bu anlayışa sahip olduklarına inanmıyorum..
Yine birkaç toplantı ve birkaç yuvarlak söz ve lafla işi geciktirmeye ve zamana oynamaya çalışacaklardır.
Çünkü yıllardır futbolumuz cambazların elinde bir oyuncak oldu.. Saf ve temiz duygularla gerçekten Elazığsporu seven taraftar ve spor kamuoyu da artık bunları yutmayacaktır.. Bu saatten sonra yapılacaklar belli fakat bu konuda her hangi bir açıklama yapmayacağım. Bakalım ve görelim Başkan ve yönetim kurlu bu işe nasıl bir neşter vuracakmış görelim. Sonra biz de bu konuda görüşlerimizi yazarız.
Haftaya Buluşmak ümidiyle Hoşçakalın…
