2009 yılında İstanbul’da ayamama deresindeki sel sularına 31 can verdik yıl 2022 Ankara da sel sularına 4 can verdik, sorun aynı sonuç aynı dere yataklarının imara açılması ve çarpık yapılaşma,
Bu sene yağış konusunda bol bereketli bir yıl yaşıyoruz. Bahar yağmurları derken yaz yağmurları daha şiddetli geçiyor. Allah afatından korusun, bazen rahmet azaba dönüşüyor.
Yağan yağmurlarda alt yapısı yetersiz olan şehirler feryat ediyor. Çiftçi zarar görürken, şehirler, kasabalar, köyler sele teslim oluyor. Şehrimiz de dahil bir çok şehirlerde caddeler ve sokaklar nehre dönüşüyor neden alt yapı yetersizliği ve dere yataklarına yapılan yapılar, şehrimizde sürekli yeni binalar yapılıyor şehir gelişip büyüyor fakat alt yapı aynı oranda yenilenmediği için birde 24 ocak 2020 depreminde çok ağır hasar alan şehrimizin yetersiz olan altyapısının zarar görmemesi mümkün mü?
Köyler yağmura teslim olsa da, derelerin, çayların önleri açık yağan yağmurla taşkınlıklar olmuyor sular akıyor.
Kasabalarda ve beldelerde biraz taşkınlıklar olsa da büyük şehirlerde sular gidecek dere bulamıyor. Bunun adına da geçmişte beceriksiz seçilmişler kader diyor.
Büyük şehirlerde Çarpık kentleşmenin getirdiği yapılanmalarda görülen o ki çok katlı yapılar yerine uymuyor. Gökdelenler yerlerine uymasa da belediyeler planlarından uyduruyor.
Köylerde ayrılan insanlar şehirlerde iş, aş buluyor. Daha sonraki yıllarda göç dalgaları hızlanıyor. Anadolu’dan göç büyük şehirlerde yoğunlaşıyor. Köyde gelenler yakınlarının yanına yerleşiyor. Şehir gecekondulaşıyor.
Alt yapısı, imarı planı olmayan, bir kentleşme başlıyor. Büyük şehirlere göç eden Anadolu insanı kafasını sokacak derme, çatma bir gece kondu yapıyor.
Bu gece kondular için zamanla imar affı çıkıyor ve buradaki insanlar bu aftan yararlanıp yapı kayıt belgesi alarak kaçak yapılarını yasallaştırıyor ve yaşadıkları bölge mahalle oluyor. Mahalle olunca da hizmet bekliyor. Seçilmiş başkanlar ve iktidarlar kaçak yapılara göz yummuş oy uğruna vatandaşın kaçak yapılarını yıkmak yerine yasallaştırmışlardır.
Düzensiz göçlerin Önü alınmayınca hazine arazileri işgal ediliyor. Daha sonraları yine oy uğruna gelen seçilmiş başkanlar tapu veriyor. Örnek verecek olursak İstanbul ve Ankara’nın her tepesi, deresi, ovası gecekondulaşıyor.
İmarsız, plansız şehirleşmenin ürününe bugün çözüm aranıyor. Yağan yağmurlara teslim oluyor. oysaki dağlar, ovalar, dereler, çaylar, ırmaklar bugün meydana gelmedi hep vardı.
Belki dünyanın oluşumunda bu dağlar ovalar derler, çaylar, ırmaklar vardı. Bugün biz şehirleşeceğiz, kentleşeceğiz diye bu su yataklarını doldurduk ve yaşanan facia kaçınılmaz oldu.
Dere yataklarına ne yaptık ya konut ya da iş merkezleri. Bugün yağan yağmurlar sele dönüşüyor önüne ne gelirse alıp götürüyor.
Bunun tek sorumluları iktidarlar ve seçilmiş belediye başkanları. Oy uğruna bugüne kadar bu şehirler ihmal edilmiş, edilmeye de devam ediyor.
Seçilmiş başkanlar ve ekipleri oy alacağız diye yapılan kaçak yapılara ses çıkarmamışlar. Bugün kentsel dönüşüm adıyla gecekonduların yerine çok katlı gökdelenler yapıldı.
Gök delenlerin yapıldığı yerler neresi dere yatakları değil mi? Yapılara açılan, imar iznini verilen dere yataklarının önleri kapatılınca dağlarda gelen sular akacak yer bulamıyor.
O kadar çok bütçeler harcanırken, halkın vergileriyle saltanat süren başkanlara sel geldiğinde yaşanan felaketlerden dolayı neden hesap sorulmuyor.
20 yıl bir şehirde görev yapıp şehrin altyapısına inmeyenler bu gün meydanlarda nara atıyor ve hiç kimsede dönüp 20 yıl bu şehri idare ettin neden yapmadın diye sormuyor
Bunu gösterecek cesaretiniz olacak mı? Oy uğruna sizde mi bir gelenin üzerine yıkacaksınız.
Ey seçilmişler yüz yıllık imarlar, daha büyük geniş altyapı, daha büyük yağmur suyu hatları yapsaydınız bunların hiçbiri olmazdı
Ülkemizdeki dere yataklarındaki imarların yaşadığımız bu felaketlerin tekrar yaşanmaması için kesinlikle imara kapatılması gerekiyor.
Şehirlerin altyapıları ciddi bir sorun; Bir şehrin altyapı sorununu çözemeyen seçilmişleri seçtiğiniz sürece selleri, depremleri bolca konuşmuş olacağız.
Kalın Sağlıcakla…
