1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. BÜYÜK ŞEHİR…

BÜYÜK ŞEHİR…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Büyük şehirlerde yaşamanın zor olduğunu düşünüyorum. Büyük şehrin büyük sorunları arasında barınma sorunu, istihdam sorunu ve en büyük sorunlardan birisi olarak da ulaşım olarak görünüyor. Bir yerden başka bir yere gitmenin zaruri bir ihtiyaç olduğu, ihtiyaçların sınırsız olduğu bir düzende yaşamak gerçekten zor.

Mesafeler arttığı zaman maliyetlerde buna oranla artmaktadır. Büyükşehirlerin artan iş imkanları dolayısıyla çalışan için paraya ulaşabilmek kolay olsa da aynı şekilde kazanılan para hızlı bir biçimde elden çıkmaktadır. Oysa küçük şehirde daha az para ve daha çok huzur ile yaşanabilmektedir.

Artan konut ve barınma maliyetleri, küçük şehirler ile kıyaslanamayacak oranda fazladır.

Küçük şehirlerde her şey elinizin altındadır. Bir çoğu yürüme mesafesinde olan ve ihtiyaçınızı karşılayabileceğiniz birimler biri birine yakındır. Ziyaret edilecek eş dost akrabalar genelde yakın çerçevededir.

Şehrin en uzak iki noktası, büyük şehirler yanında, aynı semtte “hemen şurası!..” sayılmaktadır.

Büyük şehirlerin kendisine has, insanı yoran bir koşuşturması da vardır. Sokağa çıktığınızda insan seline karışan bir damla su misali o sele kapılırsınız.

İnsan kalabalıklığı her yerdedir. Hastanede, okulda, alışverişte… kısaca büyükşehir size her fırsatta büyükşehirliliğini gösterir.

Bütün bu konular yazımıza konu olmuşken, büyük şehirlerde yaşamanın zorluğunu sizlere satır satır aktarmışken bir konuya da değinmeden edemeyeceğim. Büyük şehirlerde yaşamak artık sınırlandırılmalı diye düşünüyorum. 2022 yılı nüfus verilerine göre nüfusu 16.000.000 (onaltı milyon) kişiye dayanmış bir şehirin yaşam şartlarını nasıl düzeltebilirsiniz. On sene sonra bu ilin nüfusu 20 veya 25 milyon kişiye dayandığı zaman ne yapacaksınız? Dünyada bunun örnekleri mevcuttur. Şehrin nüfusunu korumak için alınan tedbirler sonucu ortaya çıkan tablo ile, kontrolsüz şekilde büyümenin sonuçlarını görmek için internette kısa bir araştırma yapmanız yeterlidir.

Devlet bu noktada planlayıcı olarak, bölgesel anlamda lokomotif sektörler belirleyerek, istihdamı ve nüfusu Anadolu’ya yönlendirmelidir. Emekli ve dar gelirli aileler için memleketlerine geri dönüş seçenekleri belirleyip, cazip teklifler sunmalıdır.

Bir dönem büyükşehirde yaşamış bir vatandaş olarak, memleketim olan Elazığ’a döndüğümde, bunu duyan bir çok tanıdığım, abi imkan olsa bizde memleketimize dönmek isteriz! sözleri hala kulaklarımdadır. İnsanlara rahat yaşayabilecekleri imkanlar sunulmak zorundadır. Sosyal hayat aktiviteleri ile eğitim olanaklarını daima üst seviyede tutmak, tersine göçü tetikliyecektir.

En basiti büyük şehirde yatırım yapmak isteyen bir yatırımcıyı, küçük şehire yönlendirip, orada ona cazip avantajlar sunduğunuzda, bu çark artık işler hale gelebilecektir.

Büyükşehirlerimizi korumalıyız. Onların değerini bilip, daha fazla insan yükü ile ezmemeliyiz. En başta büyük şehirlerimize ihanet etmemeliyiz.

Deniz TURAN

BÜYÜK ŞEHİR…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir