Son altı aydır, her gün yeni bir zam furyasıyla yeni güne başlarken, AKP mensuplarına göre ülke kalkınıyor, ulusal onurumuz ve itibarımız güçlenerek zenginleşiyormuş.
Aklı selim vatandaş da soruyor kendi kendine “Bu nasıl kalkınmaymış” ki bizim haberimiz yok. Biz bu ülkenin vatandaşları olarak ev sahibi değil miyiz ki refah ve huzur bizim kapıyı hiç çalmıyor.”
Ülkemize misafir diye aldığımız 6 – 7 milyon civarındaki sığınmacılar için harcadığımız 90 – 100 milyar doların bu gün geldiğimiz noktada tüm ülke halkı olarak hep birlikte sıkıntısını yaşamaktayız, bu ekonomik ve enflasyon kamburunu çektiğimiz yetmezmiş gibi, bu sığınmacıların ülkemize faydası olmadığı halde her gün değişik şehirlerde ve mahallelerde olay çıkartarak iç huzurumuzu kaçırdıkları çok net ortadadır. bu sığınmacılara devletimizi yönetenler tarafından tanınan ayrıcalıklar biz ülke vatandaşlarını derinden üzmektedir.
Enflasyon her geçen gün yükselirken insanların alım güçleri gün geçtikçe bir önceki güne göre azalırken vatandaş akşam sabah hesap yapıp işin içinden çıkamazken her gün zamlara bir yenisi ekleniyor.
Sayın bakan Nebati çözüm olarak çok şey anlattı fakat geldiğimiz noktada tüm anlattıkları çözüm değil tam bir kör düğüm oldu, ve en son açıklamasında enflasyonun yükselme sebebinin milletin yüksek enflasyon beklentisinden kaynaklandığını ve yüksek enflasyonu ”yüreğimizle çözeceğiz” dedi sayın bakan her geçen gün akla hayale gelmeyen yeni icatlar üretmeye devam ederken, zamlarda her gün devam ediyor.
Yoksulun, asgari ücretlinin, işçinin, köylünün katığı olan vazgeçilmez yiyeceği temel gıdalar Padişah sofrası gibi pahalanmış ama buna rağmen ülkede her şey yolundaymış!..
20 yıllık iktidarı döneminde; halkına, yoksuluna sadaka gibi kömür, odun, bulgur, makarna, çay dağıtarak halkının gözünü boyayıp, üretmeden tüketen bir kesim yaratmış, oyların AKP’ ye kaymasını sağlamıştır.
Ülkemizde her gün iğneden ipliğe peş peşe zamlar gelirken dar gelirli ve asgari ücretli vatandaşların 4 aydır evine et alamadığı bir ortamda her gelen zamlardan haberi olan vatandaşların, anlatılan iyileştirmelerden ve adaletli gelir dağılımından neden haberi yok?
Politika böyle mi olmalıdır ?
Cumhuriyet kurulduğundan bugüne yabancılara satılan topraklarımız AKP döneminde tavan yapmış, tarihin en yüksek oranına yükselmiştir. Kıyılarımız, en güzel koylarımız yabancılara açılmış, bu ülkenin evlatları o kıyıların kenarına yaklaşamamış, kendi denizine yabancılaştırılmış, ülkenin doğa harikaları turistlere ve zenginlere sunulmuştur.
Bu mudur halkına layık görülen ?
Sözüm ona Avrupa Birliği’ne gireceğim diye, Ulusal onurumuz yaralanmış, ülkenin geleceği kendi irademizle değil de Avrupa Birliği ülkeleri liderlerinin dayatmalarıyla şekillenip, yabancılar kaderimizi belirleyici görevi üstlenmişlerdir. Halkına siz çalışmayın, siz üretmeyin, biz sizi doyururuz diyen politikacılarımız gibi Avrupalılar da siz düşünmeyin biz sizin yerinize düşünürüz tavrı içerisine girmişlerdir.
Aydınlık yarınlar böyle mi elde edilir?
Bu ülkeyi yönetmeye talip olanlar halkıyla bütünleşip, o halkın değerlerini işleyip bütünleştirip tek beden tek yürek yapıp “içinde bulunduğumuz durum bu”, “çareleri de şu” demelidirler. Halkını bölerek, ayırarak, korku ve kaygı yaratarak ulusal bütünlük, ulusal onur elde edileceğini sananlar hep yanılmışlardır.
Mustafa Kemal’in : yorgun ve yoksul halkın bağrında toprağın altında bulunan kıymetli madenler gibi halkının içindeki değerleri işleyerek var ettiği, başı gök yüzüne değecek kadar dik ve onurlu bir milletin, Türkiye Cumhuriyeti’ nin dününe ve eli başkasına açılmış bugününe bak..
